• Haberler
  • Genel
  • 'Öğrenmenin Doğası' Semineri Elazığ'da Gerçekleşti

'Öğrenmenin Doğası' Semineri Elazığ'da Gerçekleşti

Elazığ'da 'Öğrenmenin Doğası' semineri, düzenlendi.

Özel Bilgem Okulları, kuruluşunun 35. yılı kapsamında Elazığ Belediyesi iş birliğiyle “Öğrenmenin Doğası” başlıklı bir seminer düzenledi. Etkinlik, Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Seminere eğitim camiasından çok sayıda öğretmen, okul yöneticisi ve eğitime ilgi duyan vatandaşlar katılım sağladı. Seminerin konuşmacısı, ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım oldu. Yıldırım, çarpıcı tespitleri ve etkileyici sunumuyla katılımcılara unutulmaz bir deneyim yaşattı.

OYA SERTDEMİR: “35 YILLIK EĞİTİM SERÜVENİMİZİN GURURUNU YAŞIYORUZ”

Açılış konuşması yapan Bilgem Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Oya Sertdemir, katılımcılara teşekkür ederek “Saygıdeğer konuklar, değerli öğretmen arkadaşlarım, Özel Bilgim Okulları tarafından düzenlenen Öğrenmenin Doğası adlı seminere zaman ayırıp geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyorum. Bilgim Okulları olarak bu yıl çok gururluyuz çünkü 35. yılımızı kutluyoruz. 1990 yılında kurulan Bilgem Okulları'nda babamız eğitimci Mehmet Sertdemir ve eğitimci annemiz Sufiye Sertdemir tarafından kuruldu. Ve tabii ki gene eğitimci bir aile olduğumuz için bugün biz de ikinci kuşaktan onu devam ettirmenin heyecanı içerisindeyiz. “dedi

Konuşmasında sürdürülebilirliğin bir kurumun başarısındaki en önemli göstergelerden biri olduğunu vurgulayan Sertdemir, uzun ömürlü eğitim kurumlarının azlığına dikkat çekerek, bu başarının sırrının eğitimi bir hayat felsefesi olarak benimsemeleri, disiplinden ve yenilikten ödün vermemeleri olduğunu ifade etti. Toplantının amacının, öğrenmenin doğasını yeniden gözlemlemek olduğunu belirten Sertdemir, eğitim anlayışının artık değiştiğini; yapay zekânın, güncel fikirlerin ve yeni yaklaşımların ön planda olduğunu vurguladı. Son olarak, seminerin konuşmacısı Prof. Dr. Soner Yıldırım’a teşekkürlerini ileten Sertdemir, tüm katılımcılara tekrar hoş geldiniz diyerek konuşmasını sonlandırdı.

 

PROF. DR. SONER YILDIRIM “İYİ ARKADAŞLAR, İYİ ARKADAŞLAR KAZANDIRIR”

Seminerin ana konuşmacısı, ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım Konuşmasının başında sosyal çevrenin önemine dikkat çekerek, “İyi arkadaşlar, size iyi arkadaşlar kazandırır. Bu nedenle çocuğunuzun kimlerle vakit geçirdiğine çok dikkat etmelisiniz. Bu konu basit gibi anlatılıyor olabilir ama aslında çok ciddi bir problemle karşı karşıyayız: Uyuşturucu ve bağımlılık. Türkiye’de artık korkunç bir boyuta ulaştı. Lütfen dikkat edin, ‘Benim çocuğum yapmaz’ demeyin. Çünkü mesele sadece bireysel değil; sistemsel bir konu.”dedi

40 YILLIK ÖĞRENME YOLCULUĞU

Prof. Dr. Yıldırım, öğrenme kavramıyla 40 yıla yayılan bilimsel serüvenini paylaşarak, öğrenmenin zorluklarına ve bilimsel karmaşıklığına vurgu yaparak, “Ben 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne başladım. Önümüzdeki yıl öğrenme kavramıyla ilgilenmeye başlayalı tam 40 yıl olacak. Ve size şunu söyleyebilirim: Bu serüvenin ancak son 10-15 yılında bu kavramı insanlara rahatça anlatabildiğimi hissediyorum. Çünkü gerçekten çok zor. Bilim zor.” Diye konuştu

 

BAŞARI GENETİK DEĞİL, EVRİMSEL VE SOSYAL BİR SÜREÇTİR

Prof. Dr. Soner Yıldırım, başarıyı doğuştan gelen bir özellik olarak görmenin bilimsel bir temeli olmadığını belirterek, öğrenmenin evrimsel bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Bazı çocuklar çok başarılı, bazıları değil. Bazı aileler bunu ‘Doğuştan zekiydi’ diye yorumluyor. Oysa sevgili arkadaşlar, dünya popülasyonunun %85’i ortalama zekâ düzeyindedir. Hikmet, çocuğun nasıl doğduğunda değil; nasıl bir çevrede büyüdüğünde.”dedi

 

HOMO SAPİENS’İN ÖĞRENME YETİSİ

İnsan türünün diğer canlılardan ayrışmasını sağlayan unsurun öğrenme kapasitesi olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi: “Evde kedi ya da köpek besleyenleriniz vardır. Onlar da öğreniyor ama fark ettiniz mi? Hiçbirini YKS’ye sokamıyoruz, değil mi? Çünkü bizdeki öğrenme kapasitesi başka hiçbir canlıda yok. Türümüzün adı Homo sapiens sapiens: ‘Düşünen’ ve ‘akıllı’ insan.”

“ÇOCUK GÖZLEMLE VE TAKLİTLE ÖĞRENİR”

Prof. Dr. Soner Yıldırım, öğrenmenin temel mekanizmasının gözlem ve taklit olduğunu belirterek “İnsan yavrusu büyük oranda gözlem ve taklitle öğrenir. Bu süreç özellikle 7-10 yaş arasında aileyi taklit etmekle geçer. Ancak 10 yaşından sonra bu etki çevreye geçer. Bu yüzden ‘Oğlumu hangi okula yazdıralım?’ diyen velilere hep aynı cevabı veriyorum: Aslında okul değil, mahalle seçiyorsunuz.”dedi

 

“AYNI EVDEYİZ AMA AYNI DUYGULARI PAYLAŞMIYORUZ”

Teknolojinin bireysel ekranlar ve içeriklerle insanları duygusal olarak ayırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım:

“Eskiden evde tek televizyon vardı, herkes aynı içeriği izlerdi. Şimdi herkes kendi ekranında, kendi duygusunu yaşıyor. Bu durum, iki buçuk milyon yıllık evrimsel sürecimize uymuyor.” dedi

Pandeminin ardından toplumun ruh sağlığında ciddi kırılmalar yaşandığını belirten Prof. Dr. Soner Yıldırım, Türkiye’de 2024 yılında 66 milyon kutu antidepresan reçete edildiğini dile getirerek,  “Bu çok ciddi bir gösterge. İnsan sosyal bir canlıdır. Tek başına kalamaz. Sosyal medya ekmek yapma videolarıyla doluydu ama içten içe ruh sağlığımız bozuluyordu.” Dedi

“EĞİTİM, İNSAN YAVRUSUNU İNSAN YAPAR”

ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım,  eğitimin insanı insana dönüştüren en temel araç olduğunu şu sözlerle ifade ederek, “Doğan çocuk biyolojik olarak insandır ama davranışsal olarak değildir. Eğitilmezse insan olmaz. Prefrontal korteks eğitilmezse insan kuzeni gibi davranır: trafikte gorillik, işyerinde şempanzelik… Eğitim bizi insan yapar.”dedi

Mavi Haber Merkezi

Bakmadan Geçme