Ahmet Paki Kaymaz

BOZUK PSİKOLOJİ VE GÜLMEZ TEPESİ

Ahmet Paki Kaymaz

Kanı deli dolu akanlar ile ruhunu sükûnete vermek isteyenlerin Araf’ında kalmış olan psikolojimin, yazma gailesine yenik düşmüş ruh halime galebe çalması sonucunda, kararsız ancak bir o kadar da deli dolu cümlelere gebe… 

“Ne yazabilirim ki?” Sürprizine benim gibi sizlerde davetlisiniz!

Biz gazeteciler köşe yazarken içimizde kopan fırtınaların siluetini resmetmeye çalışırız. Hiçbir zaman içimizdeki fırtınayı hissettiğimiz şekilde anlatamayız. Vatan haini olmak ile kahraman olmak arasındaki ince çizgide raks ederiz. Günün sonunda kimseye yaranamayız.

Bu işten tek kazancımız, içimizde dindirdiğimiz fırtınaların vicdanımıza samyeli olarak dokunuşudur…

Siyasilerin şamar oğlanı olmuş gazetecilerin, akıl melekelerini yitirmeden onur savaşlarını şereflice yürütebilmeleri wanted (Aranıyor) modunda ne ıslak ne kuru, nemli mi nemli…

Yukarıda yazdıklarımı okuduğumda ben de sizler gibi düşünüyorum. Bu adamın psikolojisi gerçekten bozulmuş. Bakalım bu psikolojiden nasıl bir yazı çıkacak.

Psikolojimin bozuk olmasından mütevellit ne yazayım diye düşünürken, konular kafamın içinden başlıkları ile birlikte hızlıca akmaya başladı. Birini yakalayayım derken duygusal tarafım “diğerlerine haksızlık ediyorsun” dedi.

Biz en iyisi ne yapalım biliyor musunuz? Ortaya karışık yapalım, herkes işine geleni alsın. İşine gelmeyen de yolda kalsın.

Zirve yapmış olan ekonomik kriz her ne kadara anamızı sıkıntıya soksa da, keyfe keder yaşam tarzımızda ki tek eksiğimizin gaz çıkartmak için birilerinin sırtımızı ovalaması. Siz fakirlere de müjdem var!. Zenginlerden 500 yıl önce cennete girecekmişsiniz. Hadi hadi yine iyisiniz.

Gün geçmiyor ki Elazığ’da silahlı çatışma olmasın!. Huzur kenti olan şehrimizin kovboyların dönemimde ki Teksas’tan farkı kalmadı. Size göre bunun sebebi ne ola ki! Bu arada Teksas huzur kenti olmuş, bilmem haberiniz var mı?

Sosyal proje diye zengine villa yapan Elazığ belediyesinin “Villa Kent” projesi umarım “Rant Kent” projesine dönüşmez. Bu konuya psikolojim düzeldiği zaman daha detaylı gireceğiz.

Savaşmak yerine sevişmeyi tercih eden milletvekillerinin şehre daha fazla katkı sağlayacağı tartışmasız bir konu iken, gelin hep birlikte sulh yapalım ve olmazsa olmazımız Elazığ diyelim. 

“Kim belediye başkanı olsun?” dedikoduları Everest’in semalarında kanat çırparken “güler yüzlü ve iyi insan olsun” kriterlerine sahip memleketimin saf insanlarına buradan sesleniyorum, “lütfen beni de göz ardı etmeyiniz!”.

Rüstempaşa Spor Kulübü Başkanı Hamit Erulaş’ın gözünü 3. Lige dikmiş olması, azimli ve gayretli olmanın laf kalabalığı ve dedikodu yapmaktan daha efdal olduğunun göstergesi.

Yok yok, bu böyle olmayacak. Bu haftalık affınıza sığınıyorum. Ben en iyisi Ali Cabbar’ı dinleye dinleye Gülmez’e doğru yol alayım.

Psikolojisi bozuk insanların tedavi merkezi olan Gülmez tepesinde gülmeye çalışan, Elazığ’ın bağrından kopmuş, sapına kadar Gakko bir hemşeriniz olarak sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Cengiz Gülaç umarım muradına ermişsindir! 

Nihayet kısa bir köşe yazısı yazabildim.

Yoksa psikolojimi sen mi bozdun?

Gülmez sonrası görüşürüz!

Şimdi aklıma geldi. Yoksa göktaşı Elazığ’a düşmedi diye mi psikolojim bozuldu?. Umarım Cengiz Gülaç’ın günahını almamışızdır.

Yazarın Diğer Yazıları