Cahit Zirgüleli

BU ZULMÜN SORUMLUSU KİM?

Cahit Zirgüleli

Milyonlarca Müslüman’ın yaşadığı bir coğrafyanın tam ortasında 7 milyonluk bir ülke İsrail.

Müslüman âleminin göğsüne saplanmış bir hançer gibi. Her gün, her an bomba olup, mermi olup saplanıyor bir mazlum Filistinlinin kalbine. Kanırta kanırta giriyor bu zehirli hançer mazlum bedenlere!..

Televizyonlardan evlerimize giren görüntüler bu çağda zulmün her türlüsüne şahitlik etmemizi sağlıyor. Ne yazık ki milyonlarca Müslüman, bu görüntüleri sadece seyretmek zorunda kalıyor ve ne yazık ki kimsenin elinden de bir şey gelmiyor. 

Şunu hiç anlamıyorum. Çok değil 80 yıl önce dedesi, ninesi ölüm kamplarında, işkence hanelerde zulmün her türlüsüne maruz kalmış bir milletin çocukları nasıl olur da bu kadar zalimleşebiliyor? 

Fakat zalime sen neden zalimlik yapıyorsun demek, insafa gel; yapma, etme demek, inanın çok komik kalıyor. Çünkü zalimin anlayacağı tek dil gücün, kuvvetin dilidir. Fakat Müslüman kamuoyu ne yazık ki bu dili konuşabilecek kabiliyet ve kapasiteye sahip değil.

Öyleyse bir muhasebe yapalım gelin hep beraber, bu durumun sorumluları kim veya kimler? Bunu bulmaya çalışalım.

Acaba bu durumun sorumluları adam kayırmayı, iltiması, torpili olağanlaştıran; makam mevki için her türlü alavere dalavereyi meşrulaştıran siyasetçiler olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları sahip olduğu makamı, mevkiyi bu kadar maaşa ancak bu kadar çalışılır diyen memur takımı olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları dini insanları kötülükten men edip doğruluğa çağırmak yerine kendi ikballeri ve dünyevi saltanatları için bir araç olarak kullanan; milletin kılığından kıyafetinden başka hiçbir şeyi dert etmeyen din adamları olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları çalışanının hakkını vermede cimri ama onu sömürmeye gelince cömertliğin sınırlarını zorlayan; vergi vermemeyi bir marifet olarak gören iş adamları olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları insanları kazıklamayı bir zanaat olarak gören, malını satana kadar müşfik; malını sattıktan sonra ortaya çıkan her sorunda haşin tavırlar sergileyen küçük esnaf olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları vicdanı ve cüzdanı arasında sıkışıp kalmış; verdiği kararda adaletin yerine siyasetin terazisini kullanan hâkim ve savcılar olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları kalemini halkın menfaati yerine, ikballeri uğruna kımıldatan basın mensupları olabilir mi?

Acaba bu durumun sorumluları bilim üretmek, öğrenci yetiştirmek yerine siyasetin derin uykularına dalıp, tatlı tatlı hülyalar gören eğitimciler olabilir mi?

Liste böyle uzayıp gider. Ancak yukarıdaki sorumluları okuduğunuzda sizin de zihninizde benim gibi bazı isimler mutlaka belirmiştir.

Hepimiz biliyoruz ki bu isimler, çoktan insatgaram, feysbuk ve x profillerinde bir Filistin görüntüsünü profil resmi olarak kullanmaya başladılar. 

Hepimiz biliyoruz ki bu isimler çoktan televizyonlarda demeç verme, kınama yarışına girdiler. 

Ve hepimiz biliyoruz ki bu isimler cuma günü namaz çıkışı boğazları patlayıncaya kadar bağıracak ve bizim ne kadar hissiz, ne kadar umursamaz, ne kadar Müslümanlıktan uzak olduğumuzu –tabii ki haklı olarak aksi düşünülemez bile- yüzümüze haykıracaklar!..

Yazarın Diğer Yazıları