Cahit Zirgüleli

EVREKA !

Cahit Zirgüleli

Maşallah siyasetçilerimiz gündem yaratmada çok mahir. Ben her ne kadar başka konularda yazmak istesem de söz dönüp dolaşıp bir yerde siyasete geliyor. Kendisi aynı zamanda bir yönetim kurulu üyesi olan bir vekilimiz, milletvekili maaşı ile geçinemediğinden dert yanmış , bu da gündemi meşgul etmişti. 

Baştan diyeyim “Adam serzenişinde haklı beyler, bayanlar!” 

Son diyeceğimi en baştan dediğime göre dağılabiliriz!.. Yok, yok durun, şimdi dağılırsak yazı çok kısa olur. Sonra böyle köşe yazısı da olur muymuş diye eleştiri almayayım. 

Şimdi bir siyasetçi olduğunuzu düşünün. Hadi ama düşüncesi bile içinizi kıpır kıpır etti hatta yürüyorsanız yürüyüşünüz bile değişti kabul edin!..

Diyelim siyasete girmeye, bakan, milletvekili, belediye başkanı olmaya karar verdiniz. O zaman gelsin paracıklar.  Çünkü bizde siyasete girmek, bir eğlence mekânına gitmeye benzer. Nasıl o eğlence mekânına daha adım atmadan sizi her karşılayan cebinize göz diker, sizden üç beş para koparmaya bakarsa bizde de siyasete girenleri böyle bir manzara karşılar. 

Toplu kahvaltılar, yemekler, konvoylar!...

Kimse de demez ki “Ya hu bu adam siyasete bize yemek, kahvaltı, çay ısmarlamak için mi girdi?” Bilakis herkes şunu der “Ödeyecek tabi hesabı, siyasete girmeyi o istedi.” 

Sonra diyelim emrihak vaki oldu!..  Durun yanlış anlamayın hemen, ölmediniz daha. Seçimi kazandınız anlamında kullandım bu sözü. 

Allah’ın her günü hayırlı olsuna gelmiş yüzlerce insan kapınızı aşındıracak.  Bu vefakâr ve kadirbilir insanların çayıydı, suyuydu, şuyuydu, buyuydu… 

Bunların bir kısmı daha uzun kalacak onların yemeğiydi, çayıydı suyuydu…

Diyelim temsilcisi olduğunuz şehre gittiniz. Oradaki futbol takımının sahasıydı, formasıydı, malzemesiydi, futbolcusuydu…

Velhasıl bu kısır döngü böyle devam edip gidecek. 

Bir gün Temel’le Dursun otururlarken Temel Dursun'a,

-"Ula uşağum ben siyasetçi olacağum." demiş
Dursun Temel'e dönüp
-"Sen delimusun ki siyasetçi olacaksun?.."
Temel Dursun’a dönüp
-"Şart midur da? " demiş.

Yukarıda anlattıklarıma  bakarsak siyasetçi olmak için deli olmak şart. Ama görüyoruz ki mevcut siyasetçiler pek de deli değil.

Öyleyse nedir bu insanları siyasete sürükleyen? “Dava, hizmet, vatan  millet” diyecekseniz inanın kalbinizi kırarım. (Gerçek dava adamları istisna!..)

Sıkı durun ben bunun cevabını buldum. Hem de nerede bilin bakalım? Elazığ’ımızın stadında!.. Evet, evet doğru okudunuz. Ne yani Arşimet gibi hamamdan “evraka” diye fırlayacak değildim ya!..  

Geçenlerde maça gitmiştim. Stadın kapısında bir protokol uygulaması vardı ki aman Allah’ım, görmelere mahsus. Korumalar, kapının önüne kadar gelen çakarlı arabalar, el pençe divan duran insanlar!.. Bu debdebeyi görüp de deli olmamak; siyasete girip boğaz tokluğuna bakan, milletvekili, belediye başkanı olmamak mümkün değil!..

Yazarın Diğer Yazıları