
BİLİMSEL YAZI İSTİYORDUNUZ. BUYURUN!
Cengiz Gülaç
(İş bu yazının 18 yaşından küçükler tarafından okunması gelişimleri açısından sakıncalı olacağından tavsiye edilmemektedir! Yazar bu haftaki köşesinde son derece bilimsel bir konuyu işlemekle birlikte geri zekâlı insanlarla empati kurmayı denemiştir.)
Nedendir, bilmiyorum; Cemal Enginyurt bana çok sempatik geliyor!
Her gün ekranlarda oynadıkları “muhalifçilik ayini” programlarında muhalif gazetecilere yargı eliyle baskı yapıldığından şikâyetçi olan sözde muhalif gazeteci ve siyasilerin; canlı yayında, yanında getirdiği hormonlu, kriminal, toraman tosunla canlı yayında gazeteci döven Cemal’in CHP’ye geçmesini hangi basın özgürlüğü ile açıkladıklarını merak etmiyorum!
Cemal bu son cümlemi öğelerine ayırmakla uğraşırken ben neden Cemal’e sempati duyduğumu anlatmaya devam edeyim…
Cemal’in MHP’de milletvekili iken Sayın Devlet Bahçeli ile Sayın Erdoğan’a sıraladığı övgülerden, yalakalıklardan dolayı kendisine sempati duymuyorum.
Veya MHP’den kovulduktan sonra, olur ya af çıkar da yeniden MHP’ye dönerim duygusuyla aynı isimlere yalakalık yapmaya devam etmesine de sempati duymuyorum.
Birdenbire özgürlük savaşçısına dönüp, dün yalakalık yaptığı insanlara çemkirip muhalifleri yalamasına da sempati duymuyorum…
Peki, Cemal’in neyine mi sempati duyuyorum?
Çok güzel uluyor!
Öyle böyle değil…
Bir kere tekniği çok doğru!
Arz edeyim efendim! (Halen daha aranızda izlemeyeniniz varsa lütfen YouTube’da “Cemal Enginyurt uluma” yazsın ve izlesin. Yoksa yazının bir anlamı olmaz.)
Cemal ulumaya başlamadan önce ciğerlerine derin bir nefes çekiyor. Diyaframa çok baskı olmasın ve dahi uluması güçlü çıksın diye belli etmeden hafifçe geriye doğru vücudunu yaslıyor.
Ulumaya başlama anı ise tam bir profesyonellik örneği!
Ulumaya başladığında kafası karşıdan göz mesafesindeyken ulumayla birlikte kafayı yavaşça ve usulce yukarı doğru kaldırıyor.
Bakın bu doğru uluma için en önemli andır. Kafayı kaldırdıktan sonra ulusa çıkan ses aynı tadı vermeyecektir!
Cemal ne yapıyor, ulumaya başladıktan sonra kafayı yukarıya doğru kaldırıyor ve ulumasına tatlı bir tını katıyor!
Acemi, toy gençler hemen kafayı kaldırıyor, sesleri bir anda çatallaşıyor!
Ben Cemal’in uluma videosunu ilk izlediğimde bilgisayar başında antik çağ Yunan felsefesinin modern felsefeye etkilerini araştırıyordum! Valla!
Cemal’i nerde görsem izlerim. Bu benim için bir alışkanlıktan ziyade Rabb’in insana verdiği zekânın kıymetini bilmek ve bir kul olarak Yaratan’a şükran duymak için özel bir motivasyon yöntemidir!
Videoyu açtım. Cemal yine bir şeyler anlatıyor. Ve o an geldi!
Cemal ulumaya başladı!
Elimdeki kahveyi üzerime döktüm! Yeşilçam’ın unutulmaz sahnelerinden olan ve bugün aslında haksız yere senelerce insanların dalga geçtiğini anladığım sahnenin aslında ne kadar gerçekçi olduğunu anladım.
Sahne şöyle:
Ekrem Bora merdivenlerden düşer ve erkekliğini kaybeder!
Yok yok, bende öyle bir etkisi olmadı çok şükür!
Vallahi! Eğer yalan söylüyorsam Allah beni Cemal gibi yapsın!
Neyse, kahveyi dökünce hanım birden odaya geldi ve “Sen yine mi Cemal’i izledin!” dedi.
Ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum.
Cemal’e neden sempati duyduğumu anladınız mı?
Ülkede olup bitenden şikâyetçi olduğunu iddia eden insanların aslında seviyelerinin, ülkücülüğü ulumak zanneden Cemal’le aynı olduğunu ve dahi olası iktidarlarında ülkeye ne vadettiklerini anlamak için Cemal’e bakmak yeterlidir!
*****
Cemal, bi ulusana!
Yok yok. Aklıma Ekrem Bora geldi!
Cemal kalsın canım!
Aauuuuuuu!