
GERÇEKTEN VALİMİZ AYIP ETMİŞ!
Cengiz Gülaç
Geçtiğimiz hafta Sevgili Paki ile yaptığımız “Sansürsüz” programı izlenme rekoru kırdı. An itibariyle 56 bin izlenmeyi geçtik. Programlarımıza destek olan herkese çok teşekkür ederim.
Son programda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Elazığ’da yaptırdığı okulun açılış törenine Elazığ Valisi Sayın Numan Hatipoğlu’nun katılmamasını da değerlendirdik.
Konuya son anda karar verdiğimiz için işin aslını araştırmam mümkün olmadı. Okulun açılışına CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katıldığı bilgisinden başka neler olduğundan bile haberim yoktu.
Yazılarımdaki ve programlarımdaki yorumlarım her zaman eleştiriye açıktır. İnsanlar eleştirebilir, beğenmeyebilir. Ama bir konuda iddialıyımdır. Kolay kolay “bilgide” hataya düşmem.
CHP’lilerin okul açılışıyla ilgili konuda da yorum yaparken çok kısa bir yorum yaptım. Çünkü açılışı takip etmemiştim.
Programı izleyen Valimiz Sayın Numan Hatipoğlu beni aradı. Valimiz devletin protokol uygulamasını hatırlatınca internetten açılış törenini izledim.
Elazığ Valisi neden programa katılmamış ve de neden katılmamalıydı, anlatayım…
Cumhurbaşkanı bir şehre gittiğinde protokol uygulamasını cumhurbaşkanlığı yapar. Bunun haricindeki bütün resmi protokolü o ilin valiliği düzenler.
İlimizdeki resmi protokolleri gözünüzün önüne bir getirin. Hepsinde valiliğin logosu olur. Hatta bakanlar bile bir şehre geldiğinde bakanlık yetkilileri valilikle resmi olarak görüşür ve protokol belirlenir.
Yani valilik bir organizasyona mail üzerinden davet edilmez, protokol uygulamasına valilik karar verir.
Gelelim programa…
Hadi söz konusu “Okul” olunca hepimiz son derece hassasız ya!
Diyelim ki Elazığ Valisi CHP’nin açılışına katılmış olasun. Neler yaşayacaktı, bir bakalım…
Bir de baktık ki, o da ne, Dilek İmamoğlu mikrofona davet edildi!
Resmi bir unvanı var mı? Yok.
Ne iş yapıyor? Bilmiyoruz.
Peki mikrofona çıkacak kıymeti nerden geliyor? Eşinden.
Eşi ne iş yapıyor?
Profesyonel mesleği müteahhitlik ama şu sıralar “Yolsuzluk, rüşvet, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, suç örgütü kurma ve yönetme vs. vs.” suçlarından tutuklu!
Dilek Hanım mikrofona geldiğinde açılışı izlemeye gelen bir avuç kalabalık ne diye bağırıyor?
“Cumhurbaşkanı İmamoğlu! Cumhurbaşkanı İmamoğlu! Cumhurbaşkanı İmamoğlu!”
Dilek Hanım konuşmasına eşinin mektubunu okuyarak başlıyor. Yolsuzluk, rüşvet, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, suç örgütü kurma ve yönetme suçlarından tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu mektubunda biz Elazığlılara “Sevgili Vatandaşlarım!” diye hitap ediyor! Ki, sadece cumhurbaşkanı topluluklara “Vatandaşlarım” diye hitap eder.
Elazığ Valisi sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin logosunun olduğu ve resmi olarak muhatap bile alınmayıp protokole dahil edilmediği, mail yoluyla sünnete çağrılır gibi çağrıldığı bu açılışa katılacak, ben de Ekrem İmamoğlu’nun sevgili bir vatandaşı olarak bunun hesabını sormayacağım!
Bakın sevgili vatandaşlarım!
Yapılan o okulu AK Parti’nin meclis üyelerinin oyuyla yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden Allah razı olsun da, kimse cebindeki parayla yapmadı.
Haa, İmamoğlu; rüşvet olarak aldığı iddia edilen 3 villacığını satardı ve okulu cebinde yaptırırdı, biz de belki “Eğer rüşvet iddiaları doğruysa, çalıyor ama çalışıyor!” derdik ve alkışlardık! (Bakın, iddia edilen milyarlarca dolardan bahsetmedim bile. Sadece 3 villacığını satsa bile en kral okulu yaptırırdı!)
Sonra da Elazığ valisine dönüp “Sayın Valim, bir seferliğine de olsa protokol kurallarını esnetseniz sanki ne olurdu?” diye sitem ederdik.
Daha dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı protesto edip Gazi Meclis’in Başkanını bile yok sayan insanlar, kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı bir açılışa devletin valisini alet etmesinler. Onların ülkenin cumhurbaşkanına yaptığı doğruysa valininki de doğrudur!
Devletin valisinin işi yolsuzluklarla anılan bir insanın reklamına alet olmak değildir.
Sevgili vatandaşlarım, sanırım konu açıklığa kavuştu!
*****
CHP’liler beni okul açılışına davet etmediler. Çağrılsaydım mikrofonda kamu malına göz dikenlere dua ederdim!
“-Allah’ım, haksız yere bu kadar insanlığa eziyet çektiren, bizi bu kadar perişanlığa sürükleyenler çoluk çocuklarının ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin!
-Laik atak teyzeler, ulan sevgili vatandaşlarım, eller havaya! Onuncu Yıl Marşı gelsin!”