Cengiz Gülaç

OMURGASIZLARLA YAŞAMAK ZORUNDA KALMAK!

Cengiz Gülaç

Google’dan arakladığı lakırdıları gazetedeki köşesine kusan Yılmaz Özdil isimli nefretin çocuğunun yazdıklarına çok uzun yıllar kutsal metin muamelesi yapan Kemalizm’in andropozlu amcaları ve menopozlu fönlü teyzeleri, beyimizi; laikliğe zeval gelmesin diye kısa bir süre önce cami önüne değil de karakol önüne koymuşlardı! 

Eski kankası Uğur Dündar’la ters düşünce “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atan, çişini tutmakta zorlanan kitle Yılmaz’ın gözünün yaşına bakmamıştı!

Doğrusunu söylemek gerekirse benim açımdan telafisi imkânsız bir kayıptı. Şöyle ki,

Tek tek her birinden tiksinsem de paket halinde alınca Uğur Dündar, Yılmaz Özdil ve Müjdat Gezen bende seratonin etkisi yapıyordu. 

Arada bir üçlünün çıktığı “Halk Arenası” programında havada uçuşan iğrenç esprilere kahkaha atan eğitimli kitleyi izlemek niyeyse beni çok mutlu ediyordu.

Allah bu üçlüyü yarattığında kesinlikle bir şey denemiş olmalı ama Yaratan’ın ne denediğini bilmiyorum!..

Neyse, biz konuya başlayalım.

Muhalifler tarafından kapının önüne konulan Yılmaz, bir Youtube kanalı kurmuş. Denk geldi, izledim.

Tam 45 dakika İsrail zulmünü anlatmış. 

Zulüm derken bu benim tespitim.

Yılmaz video boyunca, her zaman yaptığı gibi Google’dan arakladığı lakırdıları anlatmış. Videonun özeti şu:

“Bebek katili Apo yakalandığında barbar Netenyahu yönetimindeki İsrail bize yardım etmiş. Siyasal İslamcılar da Filistin’i savunuyormuş…”

45 dakika boyunca İsrail’in yaptıklarını eleştiren sadece bir cümle var.

“Tabi İsrail’in sivillere saldırması doğru değil.”

Peki, bu rezaleti neden yazdım?

Mesele Yılmaz Özdil değil elbette. 

İçinde Yılmaz Özdil geçen bir yazının yazılması süresinde soykırımcı İsrail gibi binlerce beyin hücremi kendi elimle katlettiğimin farkındayım!

Mesele şu ki,

Bu ülkede sayısız Yılmaz Özdil’le yaşıyoruz!

Yoksa derdim Yılmaz’ı yazmak olsaydı invertebratagillerden bahseden belgesel tadında bir yazı yazardım!

Evet, maalesef bu ülkede sayısız Yılmaz Özdil’le yaşıyoruz!..

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir zulmün karşısında hangi dinden, hangi milletten, hangi siyasi nefretin tarafı olduğumuzun ne önemi var?

Yılmaz Özdillerle kirlenen bir ülkede yaşamak zorunda kalmak bu ülkeyi bekleyen en büyük tehlikedir aslında…

*****

“İnsan

Eşref-i mahlukattır derdi babam”

Dizeleriyle “Amentu’ya” başlayan İsmet Özel şiirini şöyle bitiriyor:

“gövdemi alemlere zerkederek

var oldum kayrasıyla Varedenin

eşref-i mahlukat 

nedir bildim.”

Biliyorum, özgürlüğü için umudunu sapan taşıyla atan çocukların hepsi ölmeden ebabil kuşları gelmeyecek.

Biliyorum, gövdesini zulme zerk edenler eşref-i mahlukatı değil ama esfel-i safilini çok iyi biliyorlar… 

*****

Peki Yılmaz, sen esfel-i safilin nedir, biliyor musun?

Yardımcı olayım…

Hani dediğine göre Apo yakalanırken bize yardım eden kankaların var ya!..

Sen en iyisi Uğur’la Müjdat’ı da çağır, size sizi anlatayım!

Yazarın Diğer Yazıları