Cengiz Gülaç

PİSLİKLERİN HESABINI SORMAYACAK MISINIZ?

Cengiz Gülaç

Ara sıra Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ekrem İmamoğlu’yla Mansur Yavaş’ı yanına alarak çektiği video aklıma geliyor…
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı, iki belediye başkanıyla bir masanın etrafında oturuyorlar. Kılıçdaroğlu bu iki ismi cumhurbaşkanı yardımcılarım diye takdim ediyor. Onlar da Kılıçdaroğlu’na “Sayın Cumhurbaşkanım” diye hitap ediyorlar.
Trajikomik bu sahneyi hatırlamışsınızdır…
Sonra Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetti. Seçim bitene kadar kendisine cumhurbaşkanım diye hitap eden insanlar küfür etmek için birbirleriyle yarışır hale geldiler.
Kılıçdaroğlu CHP kongresini kaybetti ve Özgür Özel genel başkan oldu.
Organize İşler filminde bir mafya babasını canlandıran Cem Yılmaz’ın o meşhur repliğini hatırlıyorsunuzdur:
“Video ne kadar güzel bir alet, değil mi?”
Gerçekten de video ne güzel bir alet, değil mi?
CHP kongresinden sonra kongre için dava açılacağını kimse düşünmediği için sabah akşam muhalif kanallarda Erdoğan nefretini kusan insanların söyledikleri halen daha kulaklarımda çınlıyor. Örnek mi?
“Barış Terkoğlu: Kurultayda bir sürü şaibe olduğu lafını 1.500 CHP’liden duymuşumdur.
İsmail Saymaz: Kurultay salonunda söylediler bunu.
Afşin Hatipoğlu: Hatta kurultaydan önce söylediler bunu.”
O günlerde bu sözleri ve daha fazlasını söyleyenler bizatihi CHP’lilerin, CHP kurultayı için açtığı davaya “Darbe” diyorlar!
Davanın davacıları CHP’li, davalıları CHP’li, darbeyi yapanlar AK Partili!
İsmi bende saklı bir ilin başkanına kurultaydan sonra sormuştum, “Yahu Piro’yu neden sattınız?” diye. Yukarıda söylenenlere arşiv şahit, o il başkanının cevabına ise kulaklarım şahitti:
“Delegeyi parayla satın alacaklarını öngöremedik!”
Parayı kim mi verdi?
Size daha sonra Ekrem İmamoğlu’nun hikâyesini de yazarım!
 

*****
 

Oğlu cezaevine düştükten sonra bir başına kalan anne oğluna mektup yazıyor:
“Oğlum, seni içeri aldıklarından beri gücüm takatim kalmadı. Ev işlerine yardımcı olacak kimsem de yok. Bahçe kazılmadı, patates ekilmedi. Ne yapacağımı bilmiyorum.”
Mektubu alan oğul annesine cevap yazıyor:
“Anne, sakın bahçeyi kazma. Öyle şeyler bulursun ki, seni de içeri atarlar. Benim de cezam artar.”
Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra anne tekrar mektup yazıyor:
“Oğlum, mektubun gelir gelmez polisler geldi. Bütün bahçeyi kazdılar ama hiçbir şey bulamadılar. Sinirli bir şekilde gittiler.”
Mektubu alan oğul annesine cevap yazar:
“Anne, elimden geleni yaptım. Patatesleri de artık kendin ekersin!”
 

*****
 

Bir kısım CHP’li elinden geleni yaptı. Meseleyi yargıya taşıdılar. Pavyonlarda para alanlar, delegeleri para karşılığı ayarlayanlar bizatihi her şeyi itiraf etti.
İBB’nin yolsuzluk soruşturmasından pislik akıyor. Savcılar itirafçı dinlemekten yoruldu!
Peki sen CHP seçmeni,..
E artık bi zahmet patatesleri de sen ek! 
Bu rezaletler de neyin nesi diye sormayacak mısın?

Yazarın Diğer Yazıları