Ahmet Paki Kaymaz

YARASI OLAN GOCUNSUN!

Ahmet Paki Kaymaz

15 Temmuz kahpe darbe gecesini unutmak ne mümkün!
O gece dostlarım Nafiz Koca ve Murat Turan ile birlikteydik. Halk, sokaklara darbe ile mücadeleye davet edildiği zaman bizlerde silahlarımızı alarak PTT Meydanına gitmiştik. Erken gidenlerden olduğumuz için PTT Meydanında takriben 100-150 kişi vardı. O küçük kalabalığın içerisinde iki tane babayiğit vardı. Aslan gibi vatanları için kükrüyorlardı. Topluluğa cesaret ve güç veriyorlardı.
Evinde oturarak gelişmelere göre vaziyet almayı bekleyen titrek ve tırsak siyasetçilere nispet, PTT Meydanında bizler iki gözümüzle iki babayiğit siyasetçi görmüştük. Bunlardan biri Ejder Açıkkapı diğeri ise Ramazan Gürgöze idi.
Yakın zamanda LANETLİLERİN iftiralarına maruz kalan Ejder Açıkkapı ile ilgili her ne kadar, ihtiyacı olmasa da, üzerimdeki vebali atmak ve adamlığımın gereğini yapmak adına iki kelam da ben etmek isterim…

Ejder Açıkkapı, bu olgun yaşıma kadar gördüğüm milletvekili olmuş ve zerre değişmemiş ender insanlardandır.

Siyasete bakış açılarımız zaman zaman farklı olduğu için, gazeteci olmamız hasebi ile seviyeli bir şekilde eleştirmişliğimiz vardır. Lakin Ejder Açıkkapı’nın adamlığına, karakterine laf edenlerin karşısında tüm heybetimle ben de dururum.

Demem o dur ki, köpeklerin çıkaracağı tek ses, havlama sesidir.

Bize de köpeklere “HOŞT” demek düşer…

*****

Kıymetli dostlar, bazı gazete ve sosyal medya hesapları düzenli olarak AK Parti’nin Elazığ’da kaybetmiş olduğu ilçe ve beldelerin faturasını AK Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’a kesmek için büyük bir gayretin içerisinde cebelleşiyorlar. 

Bu gazetelerden bazılarının Şahin Şerifoğulları’na olan yakınlığı açıkçası bizleri rahatsız ediyor. Çünkü milletvekillik seçimlerinde gördük ki Şerifoğulları’nın Elazığ’daki AK Parti’yi siyaseten dizayn etmek gibi kötü bir sicili var.

Köşemizin bu bölümünde sizlere siyasi şer odaklarının her seçim akabinde yapmış olduğu AK Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’ı alaşağı etme operasyonlarından ve bu durumu fırsat bilerek AK Parti il başkanlığına sulanan bazı zihniyetlerden bahsedeceğim…

Peşin peşin söyleyeyim, yarası olan gocunsun! 

Genel seçimler sonucunda Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. tura henüz daha yeni kalmışken, Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar nasıl seçtirebiliriz gayretinden ziyade, Şerafettin Yıldırım’ı nasıl il başkanlığından indiririz hesabında olan AK Partili siyasilerin, ayıplı iş olan bu sinsi hesaplarını bizler köşemizden çığırarak aşikâr etmiş ve bu hesapların bir sonraki seçime kadar tehir edilmesine dolaylı da olsa vesile olmuştuk.

Yerel seçimlerin akabinde bu sinsi hesapların henüz daha tozlanmamış raflardan indirileceğini, şer odaklarının tekrar düğmeye basacağını AK Partili siyasileri çok iyi tanıdığımız için bizler tahmin etmiştik.

Yapılan son yerel seçimlerde Türkiye’de oy oranı itibari ile 2. parti konumuna düşmüş olan AK Parti, Elazığ merkezde en yakın rakibine 2 kat oy fark atarak seçimi başarıyla kazanmış olsa da, bu başarıdaki payı itibari ile İl Başkanı Şerafettin Yıldırım ve yönetimi takdirden payını almaktan ziyade, ilçe ve beldelerde kaybedilen belediyelerden tek başına sorumlu tutularak hedeflerin odak noktası haline getirilmek isteniyor.

Ne demiştik bir önce ki köşe yazımızda “Başarının babası çoktur, başarısızlık yetimdir”.

Bakıyorum da, maşallah herkes başarının babası ve atası kendisini ilan ediyor ama günah keçisi Şerafettin Yıldırım. He, bizde bunu yedik!

AK Parti, kaybedilen ilçe ve beldelerden toplamda 4394 oy daha fazla almış olsaydı bugün Elazığ’daki tüm ilçe ve belde belediye başkanlıklarında AK Parti’nin tabelası olacaktı. Veya diğer partilere oy verenlerin ortalama 2200 kişisi AK Parti’ye oy vermiş olsaydı yine Elazığ’daki tüm belediyeler AK Parti’ye geçmiş olacaktı ve bugün çok farklı şeyler konuşuyor olacaktık. Elazığ’da 90.000 kişinin sandıklara gitmediğini de hesap edersek, yorumu sizlere bırakıyorum. 

Umarım bu şer odakları “90.000 kişi Şerafettin Yıldırım’dan dolayı sandığa gitmedi” diyecek kadar da aptal değillerdir!

Tabi ki 4394 veya 43 oy fark etmez. AK Parti’deki başarısızlığın faturası ne kadar Şerafettin Yıldırım ve yönetimine kesilecekse, biri birleriyle yumruklu kavga eden Şerifoğulları ve Nazırlı’ya da kesilmeli. Ankara’dan çorba gibi Elazığ siyasetini karıştıran Gargamel’e de kesilmeli! İddialara göre “Sivrice’de  Sivrice” diyen Erol Keleş’e de kesilmeli. Yine iddialara göre Baskil adayı için “Benim kırmızı çizgimdir” diyen Ejder Açıkkapı’ya da kesilmelidir.

Başarının ödülü ve başarısızlığın faturası yetki sahibi olan tüm AK Partililere aittir.

Son olarak kıymetli dostlar, dolu dolu şahsiyetsizlik içeren bir konuya da değinerek köşemi sonlandırmak istiyorum…

AK Parti’deki Şerafettin Yıldırım’ı alaşağı etme sinsi planlarını bizim gibi net bir şekilde gören bazı edep yoksunları, isimlerini ve cisimlerini unuttuğumuz AKP’liler, yıllardır doğru düzgün AK Parti saflarında görmediklerimiz bu aralar safları sık tutun diye telkinde bulunuyor, mevcut başkan halen daha görevindeyken il başkanı olmak hayaliyle sahnelerde ellerine mikrofonu alarak gerdan kırıyorlar.

Mevcut başkan görevinin başındayken, AK Parti il başkanı olmayı hayal eden bu akbabalara bir çift sözümüz olacak. İl başkanı halen daha görevini ifa ederken davanızın il başkanının makamına göz dikmeniz ahlaktan yoksun olduğunuzun ve göreve layık olmadığınızın en büyük göstergesidir. 

Bundan sonra gözlerimiz üzerinizde olacak bilesiniz!

Dediğimiz gibi “Yarası olan gocunsun”!

Tüm inananların Ramazan Bayramı mübarek olsun. Bugünlerin hatırına Rabbim İsrail’i yerle yeksan etsin İnşallah.

Allah’a emanet olun.

Yazarın Diğer Yazıları