Cahit Zirgüleli

BELEDİYE MECLİSİNDE YORGAN KAVGASI

Cahit Zirgüleli

Cengiz Gülaç Beyle Paki Bey'in YouTube'den yayınlanan “Sansürsüz” programını izliyor musunuz? Baştan diyeyim, eğer izlemiyorsanız hem ülke ulusal hem de yerel birçok konuya yabancı kalıyor, çok ilginç bilgileri kaçırıyorsunuz demektir. 

Özellikle Cengiz Bey'in gaza gelince kitabın tam ortasından konuştuğu yerleri şiddetle tavsiye ediyorum sizlere. Cengiz Bey’in damarına basıldı mı lafı nasıl gediğine koyduğunu gördükçe keyiften ağzım kulaklarıma varıyor, doğrusunu söylemem gerekirse!.. 

Son bölümde bizim belediye meclisindeki kavga masaya yatırıldı. Malumunuz yerel seçim sonrası belediye meclisinde bazı komisyonlar oluşturulacak, bu komisyonlarda hem iktidar hem de muhalefete mensup meclis üyeleri yer alacaktı. 

Ulusal medyadan da gördüğünüz üzere bizim meclisimizde bu durum gerçekleşmedi, muhalefet partilerin meclis üyeleri komisyonlara alınmadı, bunun sonucunda da sesler yükseldi; iki taraf da birbirinin üzerine yürüdü. 

“Sansürsüz”de laf döndü dolaştı ve biraz da Paki Bey’in tahrikiyle Cengiz Bey bombayı patlattı. Mealen dedi ki “ Meclisteki kavga kültür komisyonuna veya ne bileyim diğer belediye komisyonlarına girmek için mi yapılıyor? Eğer böyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, asıl kavga tabii ki imar komisyonuna girme çabası.”

Tabii bu esnada Cengiz Bey’in sözünü başparmağı ile işaret parmağını birbirine sürerek yaptığı el hareketi ile desteklemesini de vurgulamadan geçemeyeceğim. (Kalbi kötü olanlar bunu başka bir el hareketi ile karıştırmasınlar lütfen)

Evet, sevgili okur, bu memlekette yönetimle ilgili bir yerde kavga varsa benim de naçizane görüşüm bunun bir yorgan kavgası olduğudur. Yorgan kavgası nedir mi diye soruyorsunuz, anlatayım efendim:

Merhum Nasrettin Hocamız bir gece sıcak yatağında yorganına bürünmüş, uyuyormuş. Aniden sokakta bir gürültüdür kopmuş. Hoca malum meraklı, çevresindeki olaylara; bizim gibi duyarsız değil!.. Çıkmış cama ama bakmış ki camdan olaylara tam vakıf olamıyor. Kış gecesi soğuk naapsın, almış yorganı sırtına inmiş aşağı. İki kişi kavga ediyor, Hoca araya girmiş aman ayıptır yapmayın etmeyin derken kavga edenler bir anda yok oluvermiş. Hoca şaşkın gözlerle etrafına bakınmış. Diğer komşular da inmiş bu esnada aşağı, onlar da meraklı gözlerle “Hoca’ya noldu Hoca efendi?” diye sormuşlar. Hoca bakmış ki ne sırtına aldığı yorgan var ne kavga edenler, şakkadak işi anlamış. Dönmüş komşularına “Yok demiş bir şey, her şey bizim yorgan içinmiş meğer; yorgan gitti kavga bitti!..”

Bizim Elazığ’da herkesin kısık sesle konuştuğu ama kimsenin yüksek sesle dile getirmediği bir durumu Cengiz ve Paki beylerin açık yüreklilikle dile getirmesini canı gönülden kutluyorum. Son dönemlerde özellikle imar konusuyla ilgili birçok söylenti dedikodu mahiyetinde dolaşıyor ortalıkta. Bu dedikoduların ne kadarı doğrudur, ne kadarı yanlıştır bilmem. Ancak başta imar komisyonu olmak üzere komisyonlara muhalefet partilerinden üye alınmaması bu dedikoduların artmasına, burada allengirli işler dönüyor algısının kuvvetlenmesine neden olur.

Bu çağda siz bize güvenin, bizim kursağımızdan haram lokma geçmez diyerek insanları ikna etmek mümkün değil artık. İnsanlara güven telkin etmenin yolu şeffaf ve hesap verebilir yönetimler oluşturmaktan geçiyor. Bunu yapabilen yönetimler hem halkın güvenini kazanıyor hem de isminin kirlenmesinin önüne geçiyor.

Yazarın Diğer Yazıları