Cengiz Gülaç

GERÇEK ELAZIĞ TAM DA BU!

Cengiz Gülaç

Çok kötü zamanlarda yaşıyoruz…

Sadece salgın sahtekarlığını yaşamaktan, tarihin en büyük doğal afetini yaşamış olmaktan, Filistin zulmünde İsrail denen soykırımcı terör devletinin tüm yaptıklarının karşısında çaresiz kalmaktan vs. bahsetmiyorum.

Kötücülük halinin hepimizin hayatını esir almasından bahsediyorum…

Çok fazla kötü insan var ve hiç olmadıkları kadar hayatımıza etki ediyorlar. Hiç olmadıkları kadar görünürler ve hiç olmadıkları kadar etkililer.

Kötüler her zaman vardı ama iyi insanlar hiçbir zaman bu kadar ümitsiz olmamıştı…

*****

Mavi Haber Gazetesi bir yaşında…

Gururla söyleyebilirim ki az zamanda çok işler başardık.

İmkânlarımız kıttı ama samimiyetimiz ve cesaretimiz az biraz vardı. Gazetemize gösterdiğiniz ilgi ve destek YouTube kanalı açmamıza sebep oldu. Mavi Tv’yi kurduk.

Dünya dijital medya mecralarına kaysa da, biliyorsunuz, Elazığ’da YouTube’a ilgi çok az. 

Kıymetli dostum Paki ile birlikte yaptığımız Sansürsüz programımız beğenilmeye başlamıştı ki,…

Son programda rekor kırdık.

14 binin üzerinde izlenme ve rekor sayıda beğeni…

*****

Peki dünyada kötücülük hali var da ülkemiz, şehrimiz bundan payını almıyor mu?

Eski günlere özlem duyuyorsanız eğer sanırım artık soruya cevap vermeye gerek yok!

Büyüklerimiz anlatırdı…

Elazığ, 

Makam sahibinin karşısında dev gibi duran, zengin sofrasına meze olmayan o güzel, onurlu, haramı/helali bilen, kamu malını namusu sayan insanların hikâyesi… 

Son köşe yazımda şöyle bir şey yazmıştım:

“Şunu fark ettim…

Paranın boyutu arttıkça fakirin zihni anlama yeteneğini kaybediyor!

Misal, asgari ücretine dokun, emekli maaşını düşük tut, yeri göğü inletir ama yüzlerce milyon dolardan bahset, zerre tepki göstermez.

Veya milletvekili maaşını ağzına dolar ama bir milletvekili maaşının milyonlarca katı büyüklüğündeki bir yolsuzluktan bahset, bahsettiğin paradaki sıfırlar kadar bile zekâ kırıntısına sahip olduğunu göstermez!”

Yazan bendim ama yazdıran, o kanser gibi kültürümüzü çürüttüğünü düşündüğüm kötücülük haliydi.

Haramı/helali unutmuştuk. Yapanın/çalanın yanına kar kalıyordu kalmasına da, yavşakça alkışlamak da neyin nesiydi! 

Ve sonra…

*****

Sansürsüz programının son bölümünde sevgili Paki resmen şov yaptı. Emin olun izlemeyenler çok şey kaçırdı. İzlemenizi tavsiye ediyorum.

TOKİ’nin köy evleri ihalesi yerel basında haber olmuştu. Biz de o haberleri referans alarak bir önceki programda dürüstlük fedaisi rolüne bürünmüştük. 

Son programda Paki Baba belgelerle geldi.

Anlattı, anlattı, anlattı…

Anlattıkça açıldı, açıldıkça öfkelendi.

Neden mi?

Meğer dürüstlük fedaisi olduğunu zanneden ikimiz aslında birer enayi piyadelermişiz!

O bitirdi bu fakir başladı!

Paki Baba belgelerle gelir de bu hormonlu cevval köşe kadısı boş durur mu? Ben de belgeleri patlattım…

Sezai Açık ve Yasemin Açık’ın sahibi olduğu çimento fabrikasıyla ilgili yüzlerce milyon dolarlık iddianın bazı belgelerini yayınladım.

Programda adı geçenlere cevap haklarını vereceğimizi söyledik ama bugüne kadar ne arayan oldu, ne de soran oldu!

Neden acaba!

“Ne hasta bekler sabahı,

Ne taze ölüyü mezar.

Ne de şeytan, bir günahı,

Çimento fabrikasının belgelerini beklediğim kadar.”

İçimde sonsuz bir iştahla kabaran istihdam sağlama isteğimi dizginliyorum ve bekliyorum!

*****

Evet, nerde kalmıştık?

Ve sonra…

Yazan bendim ama yazdıran, o kanser gibi kültürümüzü çürüttüğünü düşündüğüm kötücülük haliydi ama…

Sonsuz bir gururla, onurla,…

Bu şehrin asaletini bilen gerçek Elazığlılar programa öyle bir sahip çıktılar ki,..

11 yıllık basın hayatımda yaşadığım sayısız reyting rekorlarının hiçbirinde bu kadar mutlu olmadım, şehrim adına bu kadar ümitlenmedim…

Azgın azınlığın çıkardığı gürültüye inat bu şehrin asıl sahipleri dedi ki, susmayın!

Evet, susmayın…

Çünkü anlattıklarınıza inanıyoruz,

Çünkü size inanıyoruz,

Çünkü artık susmaktan biz de utanıyoruz!

Ve çünkü aslında susarak tüm bu hayasızlıkların parçası olduğumuzu biliyoruz…

*****

-Cengiz, kötüler hep oldu. Elazığ’dan ümidini kesme.

-Asla…

-Cengiz, Paki’ye uyma!

-Anlamadım.

-Programı bir daha izle. Paki’nin belgeleri tutup anlatmasına bak, bir de kendine bak.

-Ne var ki?

-Belgeleri yeni gelin gibi tutuyorsun!

-Anlamadım.

-Senin sorunun da bu zaten. Anlamıyorsun. Anlaman gereken şu:

“Kötüler hep oldu, bundan sonra da olacak. Sen asla Elazığ’dan ümidini kesme!”

Yazarın Diğer Yazıları