İSTİHDAM SAĞLİ!
Cengiz Gülaç
İstihdam sağlıyor…
O tatlı şivemizle söylersek, istidam sağli!
Artık bir tapınma ifadesine dönen istihdam meselesi insanlara hukuki anlamda dokunulmazlık sağlarken şer’i anlamda ise ismet sıfatını kazandırıyor.
Herhangi bir akçeli meselede soru sorduğunuzda, sorguladığınızda, hukuka aykırılıklar gözünüze çarptığında muhatabınız sıradan birisiyse anında hepimiz birer hakkaniyet fedaisine dönüyoruz ama eğer muhatap zenginse vatandaşın ilk tepkisi bu oluyor…
İstihdam sağli!
Hindistan’daki insanların bazılarının ineğe tapınmasını bir aptallık gibi ifade eden insanlar ineğin Hindu kültüründe neden kutsal olduğunu bilmezler. Hindistan’da inek en vefalı dost sayılır. İnek, bereketin kaynağıdır. Sadece süt vermez, aynı zamanda tarımı mümkün kılar…
Vahşi kapitalizmin dayattığı düzenin kutsal ineği ise istihdamdır.
“Zenginin malı züğürdün çenesi yorar” diyen atalarımız bugünleri görseydi galiba atasözünü şöyle söylerdi:
“Zenginin malı züğürdün ruhunu ve çenesini yavşaklaştırır!”
Çünkü zengin istihdam sağli!
*****
Uzak olsun, genç kız biyolojik faktörlerdeki değişiklikten şüphelenip annesinin yanına gitmiş. Sıkıntısını anlattıktan sonra anne korkuyla kızına gebelik testi yaptırmış.
Sonuç vahim çıkmış. Anne sinirden ne yapacağını şaşırmış. Durumu babaya anlatmış. Anne/baba kıza bağırıp çağırmaya başlamışlar.
Bunu yapan alçak kim diye kızlarını azarlıyorlarmış.
Kız birisine telefon açmış. Azarlamalar devam ediyormuş ki… Evin önünde son model kırmızı bir Ferrari durmuş.
Arabanın içinden orta yaşta, yakışıklı mı yakışıklı bir adam inmiş. (Belli ki fail!)
Pahalı bir takım elbise, bilmem kaç bin dolarlık saat… Adam içeri girmiş ve konuşmaya başlamış:
-Kızınız durumu anlattı. Kişisel durumum nedeniyle kızınızla evlenemem. Ancak bütün sorumluluğu üzerime alıyorum. Eğer bir kız çocuğu dünyaya gelirse bir ev, bir yazlık villa ve bir milyon dolarlık bir hesap açarım. Erkek çocuk dünyaya gelirse birkaç fabrika ve 10 milyon dolarlık bir hesap açarım. Yok eğer düşük yaparsa…
Tam da bu noktada kızın babası elini adamın omuzuna koymuş ve şöyle demiş:
-Dert etme oğlum, daha gençsiniz, tekrar denersiniz!
*****
Kırmızı Ferrari’n varsa, hele de istihdam sağlıyorsan, servetinin kaynağını soran artık vatan haini muamelesi görüyor.
Çünkü istihdam sağli!
Senin benim rızkımı iğfal etmiş, kimin umurunda?
Mesela, akçeli bir meseleyi sorguladığınızda en çok karşılaştığınız soru şu oluyor:
“Sen de istihdam sağlasana!”
Yani “Namuslu birisi olmandan bana ne, nerden bulursan bul, sen de istihdam sağlayıp, çaldığının kırıntısını bizim önümüze atsana!” dediklerinin farkında bile değiller.
Cem Uzan’ı ne çabuk unuttuk?
Uzan siyasete girdiğinde hakkında Motorola firmasını 500 milyon dolar dolandırdı diye bir iddia vardı. Mitinglerinde kavurma ve tulumba tatlısı yedirdiği memleket ahalisi şöyle demiyor muydu?
“Vallahi adama helal olsun. Amerikalılardan çaldığını bize yediriyor!”
Ve Cem Uzan o seçimde yüzde yedinin üzerinde oy aldı.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bir selamımla Anadolu’yu ayağı kaldırırım diyen hormonlu egodan tamı tamına 63 kat daha fazla oy aldı!
*****
Şunu fark ettim…
Paranın boyutu arttıkça fakirin zihni anlama yeteneğini kaybediyor!
Misal, asgari ücretine dokun, emekli maaşını düşük tut, yeri göğü inletir ama yüzlerce milyon dolardan bahset, zerre tepki göstermez.
Veya milletvekili maaşını ağzına dolar ama bir milletvekili maaşının milyonlarca katı büyüklüğündeki bir yolsuzluktan bahset, bahsettiğin paradaki sıfırlar kadar bile zekâ kırıntısına sahip olduğunu göstermez!
-Yahu neler neler söylüyorlar? Yüzlerce milyon dolar. Yazıktır, günahtır. Bu kul hakkı. Hepimizin rızkını çalıyorlar…
-İstihdam sağli!
-Bak o parada senin de hakkın var.
-Milletvekilleri ne yapmış, söyle bana ne yapmış? Bi tane istihdam mı sağlamış?
-Yahu ne alaka?
-Erol Keleş Elazığspor’a pirim bile vermedi.
-Adam tam 30 yıl devlet memurluğu yapmış. Astronomik rakamlara özel sektörde çalışma imkânı varken üç kuruş maaşla binlerce doktor yetiştirmiş. Ne yapsın adam, siyasetini zenginleşmek için mi kullansın? Çaldığının kırıntısını Elazığspor’a verip, kahraman mı olsun?
-İstihdam sağlasın!
-Bak, garibanın tekisin. Cebinde çay parası yok. Buralarda sürünme. Senin yerinde olsam Hindistan’a yerleşirim! Vallahi seni el üstünde tutarlar!
-Anlamadım!
-Çekil kenara, tren çarpacak!
*****
Ne diyorduk?
İstihdam sağli…
Zamanın birinde il müftüsüne köşemde bir soru sormuştum:
“Haramın hayrı olur mu hocam!”
O dönem, vaaz vermeye başladı mı, dua etmesi bile cemaatte bayılanların olmasına sebep olacak kadar sonsuz bir iştahla konuşan müftümüz, ya tenezzül buyurup adam yerine beni koymamıştı ya da “Hocam araba almayı düşünüyorum, Mercedes S mi alayım, BMW 7 mi alayım yoksa Audi A8 mi alayım?” diye sormadığım için diyanetimizi temsilen bir cevap vermemişti!
O zaman size sorayım…
-Haramın hayrı olur mu?
-Hele sen önce istihdam sağli mi, onu söyle!
Artık hiç kimse rızkı Allah’ın verdiğine inanmıyor!
