Metin Erol

AZICIK EĞLENELİM YA

Metin Erol

Hani bir paylaşım var son günlerde popüler olan ‘abe azıcık göbek atalım ya!’ diye başlayan.

Şöyle arabesk, şöyle darbuka falan…

Bu arada konunun, göbekle darbukayla ritimsen manada bir alakası yok ama yaşamsal figürümüz olarak benzetme içerir.

Hayatta kalmaya çalışan bir Elazığlının hayat dansları da diyebiliriz mevzuya.

‘Abe azıcık eğlenelim yaa’ sözü bize uğramaz bile. 

Geçim kaygısı, gelişmemişlik, trafik problemi, kaynakların yeterince kullanılamaması, sağlık problemleri, dengesiz beslenme, eşit olmayan eğitim şartları…

Mutsuz iller sıralamasında önde olan bir şehrin evlatları olarak başlayalım mevzuya

Bu eksikliklerin neticesi bir vatandaşa nasıl yansır birlikte bakalım isterseniz.

Abe azıcık eğlenelim ya!

Sabah erkenden kalkan bir ferdi düşünün!

Koşuşturma ilk o anda başlar!

Uykusuz yüzü asık…

İşe gidileceği için de değil de istemediği işte ve istemediği maaşa mecburen çalışacağı için.

Aldığı asgari ücretle geçinmeye çalışmanın verdiği stresle, ağzında iki lokma zeytin ve galiba sadece zeytinle yola koyulur.

Peynir çok pahalı.

Darbuka tam da burada devreye girer.

Fütursuzca akan trafik, köpeklerin yaydığı korku, bir psikopata denk gelmeme çabası, kaldırım taşının altında biriken sudan üstüne su sıçratmama gayreti bir hayli kalori yaktırır ona

Figürler estetik hal almaya başlamıştır bile; ama hala eğlence yoktur ortada.

Bakın arabesk çalmaya başladı.

‘Ben insan değil miyim!’

Gelişmemiş bir şehrin gelişmeye açık ferdi, işe yetişmek için var gücüyle mücadeleye devam ediyordur.

Aklında dünya soru ve konu!

Ay sonu nasıl gelecek?

Çocuk benden ne isteyecek?

Hanım evde söylenecek heyy!

Günlük tüketilmesi gereken enerji daha sabahın ilk ışıklarında harcanmıştır bile.

Göbek varsa o da gazdır kesin!

Siyasilerin alamadığı gaz!

Kısa süreliğine bir rahatlama geldi sanki.

Yok yok gaz çıkmadı! 

Erol Keleş ve Ejder Açıkkapı meclis bütçe görüşmelerinde kürsüye çıkmış; mutlu oldu garip.

Kendisinden bahsetmese de dünya gözüyle TRT mecliste konuşma yapmışlar.

Daha ne olsun?

İşe varılmıştır artık, şimdi mesai vakti.

Patron söylenmesin diye koyulur bir gayret işe!

Çok şükür bunu da bulamayan var da der nihayetinde.

Elde olan bey de yoktur neticede.

Ama akılda sorular devam eder.

Bu işi bırakıp köye mi yerleşsem acaba?

Hele biraz daha sabır.

Ve öğlen arası.

Çay keyfi sırasında belediyenin reklamlarını sosyal medyadan görür bizim vatandaş.

Söz verdik yaptık!

Helal olsun dayım oğluna der ve devam eder mesaiye.

Akşam olur nihayetinde.

Şimdi geri dönüş vakti.

Aynı çaba ve badireyle tekrar eve dönmeye çalışır bizim arkadaş.

Aklında bu defa gelecek faturalar vardır belki de çocuğun okul masrafları.

Ritim artar.

Adımlar hızlanır.

Trafik her zamanki gibidir.

Mutsuzlukta öyle.

Darbuka daha çok tempoludur.

Niye buradayım?

Başka şehre mi göç etsem?

İşi mi bıraksam?

Ve eve varılır!

Buna da çok şükür der ve devam eder gider böylece yaşam.

Eğlenememiştir bizim vatandaş ama çok göbek atmıştır.

Akılda gün içinde kalan 

Söz verdik yaptık ve bütçe konuşmalarıdır.

Uluova ve Kuzova hala susuzdur.

İmar çarpık, hastane problemimiz devam ediyordur.

Kişi başına düşen milli hasıladan payımıza düşen eksiktir.

Siyasiler alığı maaş ve yaptıkları işlerle mutlu vatandaş ise eziktir.

Abe abe azıcık nolur eğlenelim ya!

Yazarın Diğer Yazıları