Metin Erol

Elazığ En Kötü 5 Yılına Hazır Mı?

Metin Erol

Zaman zaman yakın çevremin eleştirileriyle karşılaşıyorum. Yazılarımın kahir ekseninin siyasi olması, bazı okurlarımın hoşuna gitmeyebiliyor. Sanat, spor, tarih o kadar çok alan var ki, ya yetersiz bilgiye sahibim ya da daha öncelediğin konular oluyor. Her konu hakkında fikir sahibi olmak yerine bir konu üzerinden devam etmek sanki daha akılcı. Kendimi özellikle Elâzığ sevdalısı olarak tanımlamam, birçok meselenin politikayla ve basının müşterek çalışmasıyla hallolacağına inancım iki alanı da profesyonel olmasa da daha dikkatli takip etmemi sağlıyor. Evet, politika; ya da diğer manasıyla siyaset.  Şehrin sorunlarının çözümü noktasında en etkili merci. Bu mekanizmayı hareketlendirecek, sorunları dile getirecek ve çözüm yolunu sunabilecek diğer unsur basın! Yani siyaseti yakından takip etmemizin nedeni Elazığ a olan sevgimiz, bunu dile getirişimizin rahatlığı da kıyısından köşesinden basın mensubu olmamız. Yani buradan yola çıkarak; Uluova suya kavuşmadan, işsizlik belası hallolmadan, gençlerimiz ekonomik şartlardan dolayı bu şehri terk etmek zorunda kalmadan,  birçok alanda geri kalmışlığımız bitmeden, galiba bir kitabın içeriğinin güzelliğini, bir filmin sürükleyiciliğini, bir yapının estetiğini konu edecek bir köşe yazısını kaleme alamayacağım…

Cümle içerisinde değindiğim konular, memleketimizin kurtuluş reçeteleri; ama hala bu konular hakkında tek bir adım atılmış değil. Uluova’nın suya kavuşturulmasıyla tarımdan gelecek ciddi kalkınmanın farkında olup da bu denli hareketsiz kalmak zannımca sadece bizlere özgü bir şey olabilir. Dile getirmede mi problem var, yoksa bürokratik ve siyasi hantallıkta mı bilemiyorum. Yeteri miktarda kamuoyu oluşturamıyoruz yoksa neyin ne olduğunun farkında mı değiliz anlayamadım. Kurtuluş formülünün bu denli basit ve halledilebilir oluşu acaba konuyu önemsiz hala mi getiriyor. Betona dayalı ekonomik modelden, devlete kapak at kurtul düşüncesinin ön plana çıktığı geçim tablosu bu şehrin önünü kapatmaya devam ediyor. Sadece mesele Uluoava ile sınırlı kalmaz elbette. Ekonomik canlılığın anahtarından bahsediyorum. En önemli kalem olarak örnek teşkil etmesi için aktarma ihtiyacı hissettim Peki on yıllara sirayet eden susuzluğa dayalı makus talih için biz ve siyasiler ne mi yapıyor? Hiç!  

Gündem neden oluşturamıyoruz? Kamuoyunu neden harekete geçiremiyoruz? Siyasileri neden sahaya sürmüyoruz? Senede bir ya da iki haberle bu iş mi çözülecek? Peki ya neden bu şehrin vekilleri, bakan yardımcıları, bürokratları kentin yukarıda bahsettiğimiz sorunlarına eğilmez? Bana ne dedikleri için mi; yoksa şirin görünme çabası mı? Sonuç olarak, ne basın, ne siyaset ne de kamuoyu kurtuluş reçetelerini hazırlamaktan aciz görünüyor. Bak buraya yazıyorum, bu şehir en kötü 5 yılını geçirecek, ekonomik, sosyal ve de kültürel manada gerilemeye devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları