Metin Erol

Gürsel Erol Elazığ'dan Uzaklaşıyor Mu?

Metin Erol

Siyaset sahnesinde olayların, atraksiyonların, entrikaların durulmadığı tek parti hangisi deseler akla gelen ilk CHP olur sanırım. Yakın tarihini yakından müşahede edebildiğimiz, hele hele son 20 yılına her yönüyle vakıf olabildiğimiz, kasetlerin, kongrelerin, istifa etmeyişlerin partisi… Atatürk ün partisi diye nitelendirilen, demokrasiye geçişimizin mihenk taşı konumundaki kökü bir siyasi oluşumun bu şekilde anılıyor olması elbette partiyle değil, onu temsil eden aktörlerin sorumlulukları ve sorumsuzluklarıyla ilişkilendirilebilir. Sorumluluklarının farkında olmayan ve sorumsuzca davranan, başkan, vekil, danışman, belediye başkanı ve diğer figürlerin davranışlarıyla..!

Seçim yarışının sonucunun bu şekilde olması, kırsalda yaşayanların TRT izlemesine mal edilmeye çalışılsa da, neticenin memleket çıkarlarının ikinci plana itildiği, ‘ben’ duygusunun ön plana çıkmasından kaynaklandığı hepimizin malumudur.  Ortada ciddi bir başarısızlık varken kamuoyunu manipüle etmeye çalışmak, kendi becerisizliklerini, bencilliklerini farklı yönlere çekmeye çalışmak, malum zihniyetin çürümüş, kokmuş ve iş göremez yapısını iyice göz önüne seriyor. Komik durumuna düşüyorlar, farkındalar; ama umursamıyorlar. Bir yandan Ekremciler, diğer yandan Özgürcüler beri yandan, Kılıçdaroğlu’nu savunanlar, bu partinin gelecekteki başarısızlığını şimdiden ilan ediyor gibi.  Olayın, taht kavgalarına dönüşmesi, partide yeni bir fetret devrinin yaşanacağının en büyük delili.

Tabi üstteki bu hareketlilik daha alt düzeyde siyaset yapanları pozisyon almaya itiyor. Kimin geleceğini kestirmeye çalışan vekiller, ya aleni tavır takınıyor, ya da rüzgârın daha güçlü nerden eseceğini öngörmeye çalışıyor. Hiç kuşkusuz bunun bir örneğini, şehrin tek CHP li vekili Gürsel Erol’un tavır ve davranışlarında da görebiliyoruz. Aramın en iyi olduğu, benim de çok sevdiğim isim olan sayın Erol’un Genel Başkanları Kılıçdaroğlu ile yaşadığı polemik hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. Vekil seçildikten sonra Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağıran Erol’un şu karışık ortamda değişimden yana olduğunu söylemek yalan olmaz sanırım. Öte yandan Ekrem İmamoğlu ile yakınlığını da bildiğimiz Gürsel Bey’in kimden taraf tavır takınacağını söylemiş sayılalım.

Yerel seçimlerin yaklaştığı şu zaman diliminde Ekrem mi Kılıçdaroğlu’nun mu olacağı beni ilgilendirmese de şehrin gündeminden uzaklaşan bir vekil gözüme çarpar elbette. ‘şehrin sesi’ diye nitelendirilen ve meclise güçlü bir oy oranıyla gönderilen Erol’un hiç değilse düşünce dünyasında biraz daha Elazığ ile ilgilenmesi onu sevenler açısından olumlu bir davranış olacaktır. Sadece genel merkez nezdinde yapılacak siyaset kendisine fayda sağlayabilir ama memleketin ikinci plana itilmesine neden olacaktır. Suların durulmasını beklersek CHP de su hiç durulmaz. Dengeli bir şekilde ilişkileri yürütmesi hepimizin faydasına olacaktır.

Yoksa ‘benim sevdam Elazığ’ sloganı lafta kalacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları