Metin Erol

HER İNSANIN BİR HİRA'SI OLMALI

Metin Erol

Hiçbir şey eskisi gibi değil farkında mısınız?

Eski insanlar, eski bayramlar, eski kışlar…

Küreselleşmenin etkisini,; değer kaybı, meşgale ya da yeryüzünün fazladan ısınmasıyla ödüyoruz.

Olumlu zannettiğimiz hiçbir şeyin o kadar da olumlu olmamasıyla.

‘Nerdee o…’ diye başlayan her cümlenin sonunda büyük bir mutsuzluk hali.

Özlemlerin iyiden iyiye mazide canlanması, gözlerde bir damla yaşla, ya da mutsuzlukla karşımızda durması.

Özlüyoruz eskiyi!

Eskiye dair her şeyi…

Geçtiğimiz günlerde fakirler için; ya da maziyi özlediğini söyleyen insanların züğürt tesellisiyle sığındığı ‘en güzel tatil köyde olur’ düşüncesiyle kendimi çocukluğumun geçtiği yerlerde buldum.

Atımı alıp, karda kışta bir hafta boyunca şehirden, siyasetten, insanlardan uzak bir tatil yapma imkânı elde ettim…

Hala köylere bir nebze olsun kar fazla yağıyor.

Hava soğuk olsa da yanan sobanın sıcaklığı tüm dertleri alıp götürüyor sanki.

Tavana vuran o alev ışığını hayal edin.

Ne çok kaptırmışız kendimizi dünyanın rengine demeden duramıyorum.

Mutlu olmak için gereken şey nedir acaba?

Para mı? Mevki mi? Sınırsız eğlence imkanı mı?

Çocukken daha huzurlu değil miydik?

Elde ettikçe ya da edemedikçe daha huzursuz olmuyor mu insan?

Şu an o kadar mutluyum ki, ‘dünya boştur lo’ diyesim geliyor.

Basit yaşam tarzının verdiği huzur var.

Aslında ayakta çizme de hoş duruyormuş.

Kara lastik valla estetikmiş.

Çamur izi lekelerin en güzeliymiş.

Domestos olmadan da yaşanıyormuş.

Sonra aklıma başka bir şey daha geliyor;

Her insanın bir Hira’ sı olmalı!

Dalıp düşüneceği, inzivaya çekileceği bir mağarası.

Eski bayramların neden daha güzel olduğunu, eski insanların neden daha mert durduğunu…

Ya da her şeyi meşru görüp, helal haram demeden mala tutkuyla bağlı olmanın yanlışlığını.

Düşünmeli insan, nerde yanlış yaptığını…

Her insanın bir mağarası olmalı!

Yazarın Diğer Yazıları