ŞAHİN BEY'İN İCRAATLARINA BİR DE BURADAN BAKIN!

Gerçekler algı olmayabilir ama algılar şu devirde gerçek görünüyor.

Bir de en ufak işi, 'ben yaptım, ben yaptım, başkası değil ben! Diye yaygara kopararak anlatanlar vardır.

Dimi ya?

Yapılan işleri, imkânsız gibi göstermek o da bir maharet.

Ya da yanlış yapılanları iyi göstermek.

Algıyı oluşturmak.

Biraz bağırmak, bakın bunu ben yaptım demek lazım…

Cengiz Hanı’ı mezarında ters döndüren,  Fatih’i mahcup eden 5 yıllık icraatlar sıralandı geçtiğimiz gün.

Az zamanda çok işler başardık diyen Atatürk bile bu kadarını yapamamıştı sanırım.

Reis Bey, anlattı da anlattı bir batımda.

Dedi ki, şevketlu başkanımız:

Terminal yaptık!

Şak şak şak

Otopark yaptık!

Şak şak şak

Seyir terası yaptık!

Şak şak şak!

Ha bir de villa yaptık, içinde oturasınız diye.

Hem de tarım alanına.

Hem de yapışık nizam…

550 dönüme…

Şak şak şak.

Devam etti gitti, uzadıkça uzadı.

Yine anlattı da anlattı.

Hakkı mıdır? Tabi ki!

Peki, bunca icraatı nasıl yapı?

Söyleyelim mi?

1 milyar 400 milyonun üzerinde belediyeyi borçlandırarak.  (Mücahit Bey den 300 küsür milyonla devralındı)

2 milyar liraya varan arazi satışını gerçekleştirerek. 

Krediler alarak.

Vs vs…

Kusura bakmayın ama bu rakamlara, amiyane ve sokak ağzıyla dedem bile daha fazlasını yapar.

Rahmetli oldu, mübarek insandı.

Gel gelelim icraatların içeriğine.

Allah aşkına gidin bakın, Ahmet Aytar meydanına. 

Milyonlarca lira harcanıp ortaya çıkan tabloya. Koskoca lise yıkılıp yerine yapılan eser sizce güzel mi?

Onlarca ağacı kesip betonlaşan alanı siz şimdi beğendiniz mi?

Allah aşkına, gidin bakın Harput’ta yapılan cam seyir terasına. Bir evin balkonu ondan daha manzaralı değil mi?

Yahu gidin bakın, Postane meydanına! 

Hiçbir şey yapamıyor musunuz? O zaman gidin de tarım arazisine inşa edilen villalara.

550 dönüm! Beşyüzelli!

Yan yana mahremiyet olmayan villalar.

Kimin için?

Zenginlere!

Başka kime?

Müteahhite, hesapçıya, karcıya…

Hani bana?

Size meydan yaptı ya!