Metin Erol

Ya Sıcak Hava Ya Da Göç Dalgası

Metin Erol

Şimdilerde Arabistan yarımadasından gelen sıcak hava dalgasının etkisindeyiz. Bu memlekete o coğrafyadan son zamanlarda hiçte güzel bir şey gelmiyor. Ya nargile içen mülteci, ya da aşırı sıcak hava. Durduğumuz yerde terliyor, oturduğumuz yerde fenalık geçiriyoruz. ‘Uzmanlar uyarıyor’ diye başlayan standart haber içeriğinde, öğlen sıcağında dışarı çıkmamamız tavsiye ediliyor. Başka çaremiz olmadığı için öğlenin sıcağında da çıkarız, sabahın seherinde de… Çalışmak zorunda olan kesim, “hava 40 derece” deme lüksüne sahip değil.
     Bu sıcaklığa bir de isim verilmiş. Eyyam-ı bahur! 
Yazın en sıcak günleri.
     Arabistan kaynaklı.
     O da göçmen. 
Bahsettiğim gibi oradan bize düzgün bir şey gelmez ki! Mülteci konusuna değinmek için biraz da zorlama ve bir bağlantıyla konuya giriş yapmaya çalıştım. Seçim vaatleri arasında yer alan Suriyeli göçmen konusu şu sıralar dikkatimizden uzaklaşmış durumda. Çok mevzu bahis olmasa da yoğunlukları her geçen gün artıyor sanki. 
Geçtiğimiz aylarda İstanbul’a bir iş için gittiğimde, Suriyelilerin en yoğun olduğu bölge Taksim’e de uğradım. Tek tük gözüme ilişen Türk azınlıktan başka, ‘saçlı seferleri’ için gelmiş, kafası bandajlı Arap çeşitliği karşısında hayretler içinde kaldım. Irkçılık yapmak hoş değil ama memleket milliyetçiliği olması gereken bir haslet. Milyonlarca, on milyonlarca göçmenin, sığınmacının oluşturduğu tehlike bence ülkenin en önemli sorunu! Bu bilinçle gittiğim her kafede nargile içen, keyfi yerinde mağdur(!) görünce haliyle rahatsızlık duydum. Orda oturmayıp başka mekân baktım ama yine aynı tablo. Son girdiğim mekânın müşterisini bırakın, çalışanlarıda Arap olunca biraz da sesli ‘burada da mı siz varsınız?’ tepkisini gösterdim.  ‘Biz her yerdeyiz, beğenmiyorsanız gidin!’ haklı yanıtıyla irkildim. Beğenmiyorsanız gidin! Cüretkâr sığınmacı kardeşimiz bizi istemiyor. Kibar bir şekilde uyardım kendisini, ayıranlar oldu… 
Özetle, problemin boyutu her geçen gün artıyor. Şehrimizde de tablo çok farklı değil. Bir tık diğer memleketlere göre şanslıyız sanki, o kadar. Onun da sebebi ekonomik gelişmemişlik. Ne yapacaklar garipler bu şehirde? Sanayi yok, ticaret yok, tarım yok… Haliyle daha rahat edecekleri şehirleri tercih ediyorlar. Rahatlık istemeseler niye bu ülkeye gelsinler dimi? Peki ya bu rahatlığın sonu ne olacak? Kafayı kuma gömerek tehlikenin geçmesi beklenmez ki! Sadece Arabı değil, ne kadar niteliksiz göç varsa kapımızda. 
Sıcaklık dalgası geçer de bu göç dalgaları devam edecek gibi duruyor.

Yazarın Diğer Yazıları