
KEŞKE AKIL PAZARDA SATILSAYDI
Hüsamettin Gül
Ekonomik dalgalanmalar durulmuyor. Memleketin her köşesinde ekonomi konuşuluyor. Piyasalar ve tüketilen ürünlere gelen zamlar toplumun bir numaralı gündemi olmuş durumda. Ana gündem ekonomi ve geçim sıkıntısı olunca bizim konuya Fransız kalmamız tabi ki uygun düşmez. Zaten ülkemizde doğruları yazıp çizen çok az insan kaldı. Bizler çok az kalsak da gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Mavi Haber Gazetemizi ve yöneticilerini bu duruşlarından dolayı tebrik ediyorum. Bütün makamlar ve mevkiler geçicidir. Mevcut medyanın önemli bir kısmı çok önemli haberleri halktan gizlese de dijital dünyada artık herkes olup biten gelişmelerden haberdar olabiliyor.
Gelelim sadede.
Ekonominin bir numaralı gündem maddesi aniden fırlayan faiz oranları oldu. Bildiğiniz gibi Merkez Bankası politika faiz oranlarını %25'e çıkardı. Faizler seçimlerden önce %7'ye kadar düşmüştü. Açıklanan yeni rakamlar ile Türkiye çok kısa bir süre içerisinde dünyanın en yüksek faiz oranına sahip ülkeler sıralamasında yer alarak adeta rekor kırdı. Bütün ekonomistler ortak görüş olarak yüksek faizlerin istihdamı kıstığını, büyümeyi aşağı çektiğini, tüketimi azalttığını, devlet hazinesinin ve şirketlerin daha da borçlanacağını belirtmişlerdir.
İktidarın bu para oyunlarıyla uğraşmak yerine üretim ekonomisini patlatacak ciddi adımlar atması gerekirken, çözümü faizi artırmakta bulmasını tasvip etmemiz mümkün değildir. Bu icraatlar la İktidar dini söylemlerle de ters düşmüş, dünyada gelişmiş ülkelerdeki ekonomik uygulamalardan uzaklaşmış, reel gerçeklerden uzaklaşmıştır.
Öte yandan milyonlarca emekli yükselen enflasyona karşılık aldıkları maaşlarla geçim derdine düşmüşlerdir. İlgili sendikalar emeklilere hükümet gibi ilgisiz davranmaktadırlar. Ekonomide kısır döngü devam etmekte, sorunlar her gecen ay büyüme trendindedir.
Hükümetin çalışanlara verdiği zamlar 2 ayda erimektedir. Artan kira fiyatları kiracıyla ev sahiplerini bile birbirine düşürmüştür. Kısacası ekonomideki belirsizlik piyasaları derinden etkilemeye, dar gelirli aileleri geçim sıkıntısına mahkûm etmiştir. Alt gelir guruplarının sıkıntılarını pek kimse duymak istememektedir. Bütün bu olup biten yanlış politikalar ortada iken iktidarın güven vermeyen bu duruşunu devam ettirmesi çok manidardır...
******
Bu yazımız da bir münazara vesilesiyle birazda akıldan bahsetmek istiyorum.
Bazen düşünürümde akıl çarşıda pazarda keşke para ile satılsa. Tabi bu mümkün değil. Dünyanın en zengini de olsan parayla akıl satın alamazsın. İslami kaynaklar Hakkı hakikati göremeyenlere akıllı ifadesini kullanmaz. Bir başka açıdan değerlendirmek gerekirse, ülkemizde üç yüz kelimelik çarşı Pazar, sokak iletişim diliyle aklınızı fikrinizi geliştirmeniz mümkün değildir. On binlerce kelimeden ve terimden oluşan zengin edebî lisana vakıf olan insanlar daha sağlıklı düşünüp daha sağlıklı karar verirler. Temel mesele aklı yetersiz olan ehliyetsiz ve liyakatsiz hocalar ve eğitimcilerin akıllı öğrenciler yetiştirememeleridir. O halde eğitimcilerin çok kaliteli olması, çok iyi seçilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bazen kişinin ne mal olduğu, kıymeti, rütbesi, derecesi aklından belli olur. Aklımızı geliştirmenin, kültürümüzü artırmanın, ilim irfan sahibi olmanın yollarını arama zorunluğumuz var. Şu tehlikeyi de not etmek isteriz. Şeytanlaşmış insanlarda akıl kişiyi bataklığa, sapkınlığa götürür. Bundan da Allah’a sığınmamız gerekir.
Kalın sağlıcakla