
OKULLAR AÇILIRKEN EĞİTİME BAKIŞ OKULLAR EĞİTİYOR MU? ÖĞÜTÜYOR MU?
Hüsamettin Gül
Yeni bir Eğitim ve öğretim yılı başlarken, bir yığın sorunu da beraberinde getirmekte. Medeniyetimizin kodlarında eğitimin amacı, hayata hazır (her iki hayata) sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmek olmalıyken, günümüzde bu anlayışın fersah fersah uzağında bir anlayış hakim. Eğitim sistemi değim yerindeyse ilk düğmesi yanlış iliklenmiş bir gömlek gibi işe başlamakta. Eğitimle hedeflenen nedir diye baktığımızda, insanı fıtratına (fabrika ayarlarına) uygun yetiştirip, yetenek, istidat ve becerilerini daha üst seviyeye taşımak olmalı ki dört başı mamur bir iş yapılmış olsun. Çocukların duygu ve düşünce gelişiminin başlangıcı olan ilkokul çağı maalesef bu yönüyle gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesini anımsatmaktadır. Oyun ve becerilerin geliştirildiği, iç dünyasının şekillenmeye başlandığı bu dönemi ne hazindir ki test, ödev ve malumatla nesilleri heba etmekteyiz.
OKULLAR O KULLARI EĞİTİYOR MU ÖĞÜTYOR MU?
Bir yazarımızın ifadesiyle “Okullar O kulları eğitemiyor” sözü mecazi anlamda söylenmiş olsa da bir gerçeği izhar etmekte. Okul (ekol) ifadesi bir anlayışın, düşüncenin, medeniyetin kodlarını aktarma, kavrama ve anlama merkezi olduğunu düşündüğümüzde neye ve kime hizmet etmesi gerektiği de önem arz etmektedir. Okul gömleğin ilk düğmesinin doğru iliklendiği yer olmalı. Peki ilk düğmeden neyi anlamalıyız. Bu sorunun cevabını büyüklerimiz “Ağaç yaş iken eğilir” atasözüyle gayet güzel hülasa etmişlerdir. İlk çocukluk döneminde verilmesi icap eden değerleri erteleyerek ileri yaşlarda vermek kolay olmasa gerek. Bu değerlerin başında iyi insan, iyi arkadaş, iyi komşu, merhamet, diğer gam(özgecilik), paylaşma ve dayanışma gibi kök değerler gelmelidir. Okul; Bu kök değerleri hem müfredat hem de eğitimci marifetiyle işleyen ve zenginleştiren işlevsel bir kurum olarak yerini almalıdır. Elbette insanın eğitilmesi zor bir süreçtir. Hz. Muhammed (as) ;’İnsanı eğitmek taşı yontmak kadar zor ve meşakkatlidir’ diyerek meselenin önemini çok veciz bir şekilde ifade etmiştir. Bir Uzak Doğu sözünde de 100 (yüz) yıl sonrasını düşünüyorsanız insanı eğitin. O zaman bir toplumun asıl gücü olacak nesillerin maddi ve manevi ihtiyaçlarını bütüncül olarak idrak etmek ve katkı sağlamak tüm kesimlerin ortak mesuliyetidir. Hem aile hem de okul bu sürecin paydaşları olmalı, insiyatif almalı ki işler daha da kolay olsun.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy bir dizesinde:
“Gitme ey yolcu hep birlikte ağlaşalım,
Kederimiz bir yüreğin karı değil hep birlikte paylaşalım”
Sorunlar; Sorumluluk alarak, çözüm üreterek, özeleştiri yaparak, hakkı tavsiye ederek çözüme kavuşturulabilir. Bu da toplumun ortak hassasiyetleri olan bir meseledir. Hiçbirimiz konuya “Fransız” kayıtsız kalamayız, duyarlı ve bilinçli insan ve vatandaşlık ahlakının gereği çocuklarımızın, gençlerimizin, nesillerimizin inşasında ve ihyasındaki rolümüze uygun pozisyon almalıyız. Sözü öz ve net söyleyen insanlığın son Elçisi (Öğretmeni) Hz.Muhammed (AS) ; ”Hepiniz çobansınız ve hepiniz mesulsünüz” diyerek insanın sosyal sorumluluklarını hatırlatıcı uyarılarda bulunmuştur.
EĞİTİM MANEVİLEŞMELİ Mİ?
İnsan çift kutuplu bir varlıktır. Maddi ihtiyaçları kadar manevi ihtiyaçları da inkâr edilemez bir hakikattir. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerin başında duygu ve düşüncelerinin baskın olmasıdır. Yeme, içme, bazı maddi ihtiyaçları giderilmiş bir varlığın ötesinde, inanma duygusu, sevilme hissi, korunma, ilgi ve değer görme gibi yönleri de yadsınamaz. Eğitimin manevileşmesinden kasıt onun hür iradesini devre dışı bırakmadan yaratış gayesine uygun bir zemin oluşturmak, varlık(ontoloji) bilgisinin insanın, toplumun hatta tüm insanlığın ortak faydasına katkı sunacağını tarihi örneklerle idrake sunmak huzurun ve güvenin teminatı olacaktır. Bir insanın ölümlü olduğu hissi canlı tutulur ve hesap verme mükellefiyeti telkin edilirse muhakkak ki dünyamız daha da yaşanılabilir, hak ve adalet sahibi bireyler yetiştirildiği müddetçe. Hiç şüphesiz bunun yolu da insan eğitimine verilen emekle mümkün olacaktır. Varlık bilgisi ve bilinci yeryüzünün imar ve inşasının harcıdır. Bu bilinç bizlere ilahi bir duayı hatırlatır; “Ey Rabbimiz! Bizlere dünyada iyilik ve huzur, ahirette de iyilik ve huzur ihsan eyle”. Dünyamızın, Ülkemizin, beldelerimizin, ailelerimizin iyiliği ve huzuru ancak hayatın anlamını kavramış ahlak abidesi, bilgili ve akleden insanlarla mümkün olacaktır.
Öyleyse zaman nesillerimiz için kuşanma vakti olsun,
Akdimiz ahdimiz olsun,
Yeni eğitim -öğretim yılı herkese hayırlı olsun…